Soğuk bir havaydı Dublin’de,
Bir sağ bir de sol cebine
koyardı ellerini.
Ve saçlarında gezdirirdi bir
süre.
Bilmediği şehirlere kar
yağardı...
Martılara ilişirdi sonra
gözleri.
Suyun içinde ahenkle
süzülüşlerine
Çatı katlarına çöküşlerine
Ve çığlık çığlığa bir araya
gelişlerine...
Derken bir sessizlik çökerdi.
İki cümleyi mesken etmişti
kollarına.
Düşündükçe derinden
Parmakları giderdi bir ileri,
bir geri.
Kaşınırdı derisi.
Sonra vitrin aynalarına bakıp
Silüetini severdi...